Ege Bölgesi’nin doğal ve tarihi zenginliklerini koruma altına almak ve tanıtmak amacıyla faaliyet gösteren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), bu hafta sonu üyelerini büyüleyici bir rotada bir araya getirdi. gazetemedya.com.tr olarak yakından takip ettiğimiz etkinlikte doğaseverler, Aydın ve Muğla il sınırlarının kesiştiği noktada, antik çağlardan günümüze uzanan bir zaman yolculuğuna çıktı.
Hyllarima Antik Kenti’nde Tarihe Yolculuk
Gezinin ilk durağı, Muğla’nın Kavaklıdere ilçesi sınırlarında yer alan ve kazı çalışmaları Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Özer başkanlığında yürütülen Hyllarima Antik Kenti oldu. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ve dernek üyeleri, 2021 yılından bu yana devam eden bilimsel çalışmaların sonuçlarını yerinde inceleme fırsatı buldu. Profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu, antik tiyatronun basamaklarında katılımcılara Karya bölgesi tarihi ve mitolojide önemli bir yeri olan Çine Çayı efsanelerini anlattı.
M.Ö. 4. yüzyıldan M.S. 7. yüzyıla kadar yerleşimin sürdüğü kentte, özellikle tiyatro alanında yapılan temizlik çalışmaları dikkat çekti. Geçmiş yıllarda bitki örtüsüyle kaplı olan tiyatronun, günümüzde büyük ölçüde açığa çıkarıldığı gözlemlendi. Bilimsel veriler ışığında, tiyatronun sahne binası ve Agora stoasının geçmişte yaşanan büyük bir depremle yıkıldığı bilgisi katılımcılarla paylaşıldı.
Ustalardan Dinlenen Bakırcılık Sanatı ve Gizemli ‘Palleci’ Dili
Tarihi kalıntıların ardından rota, Kavaklıdere’nin yaşayan kültürel miraslarından biri olan Bakırcılar Çarşısı’na çevrildi. Burada, dövme ve kazıma teknikleriyle bakıra hayat veren ustalar, zanaatın inceliklerini doğaseverlere aktardı. Gezinin en ilgi çekici anlarından biri ise, sadece bakırcı ailelerin kendi aralarında iletişim kurmak için geliştirdikleri ve “Palleci Dili” olarak bilinen gizli meslek dilinin hikayesinin dinlenmesi oldu. Bu kültürel detay, bölgenin sosyolojik derinliğini gözler önüne serdi.
Latmos’un Kaya Freskleri ve Doğanın Çığlığı
Etkinliğin devamında Latmos bölgesinin doğusundaki Madran Dağları’nın eteklerine inildi. Vahşi doğanın kalbinde, devasa kaya yüzeylerine işlenmiş freskleri incelemek üzere vadiye yürüyüş yapıldı. Profesyonel rehber Ayda Su Pusar, bu eşsiz kaya resimlerinin ikonografisi hakkında üyelere detaylı bilgiler sundu.
Ancak gezi sırasında gözlemlenen bazı manzaralar, çevre bilincinin önemini bir kez daha hatırlattı. Aydın’ın Çine ilçesindeki baraj havzasına yüksekten bakıldığında, kuraklığın yıkıcı etkisi net bir şekilde görüldü. Suların çekilmesiyle ortaya çıkan eski yollar, İncekemer köyüne ait su altından çıkan ev kalıntıları ve kuruyan arazi, iklim krizinin somut kanıtları olarak üzüntüyle izlendi. Buna rağmen doğa, Marmaris ve Köyceğiz’e özgü Sığla ağaçları ve endemik bir tür olan Cyclamen mirable çiçekleriyle direncini sergilemeye devam ediyordu.
Bin 200 Yıllık Çınar Ağacı’na Dokunuş
Rotanın finalinde ise katılımcılar, 1900’lü yıllardan kalma taş döşeli bir yoldan yürüyerek, tarihin sessiz tanığı olan anıt ağaca ulaştı. Yanı başındaki su kuyusunun da desteğiyle 1200 yıldır ayakta kalmayı başaran devasa Doğu Çınarı, heybetiyle görenleri büyüledi. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gazetemedya.com.tr mikrofonlarına yansıyan değerlendirmesinde, “Bölgemizin hem doğal hem de kültürel mirasını üyelerimizle birlikte yerinde inceleyerek, bu değerlerin korunarak geleceğe taşınması adına farkındalık oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.
